5 Soruda Organik Tarım

5 Soruda Organik Tarım

Şu an az da olsa ürettiğim ürünlerin organik olmasına önem veriyorum. Zaten şehirden kaçıp bu yatırımı yapmamın sebebi de bu değil miydi en başta? Hepimiz gündelik hayatta neredeyse her ürün üzerinde “organik” kelimesini görür hale geldik. Elbette bunların hepsi doğru değil. Maalesef ki çoğu ürün fiyatını şişirmek için pazarlama bahaneleri. Bu yüzden size kısa kısa soru-cevap şeklinde özetlemek istedim.Şu an az da olsa ürettiğim ürünlerin organik olmasına önem veriyorum. Zaten şehirden kaçıp bu yatırımı yapmamın sebebi de bu değil miydi en başta? Hepimiz gündelik hayatta neredeyse her ürün üzerinde “organik” kelimesini görür hale geldik. Elbette bunların hepsi doğru değil. Maalesef ki çoğu ürün fiyatını şişirmek için pazarlama bahaneleri. Bu yüzden size kısa kısa soru-cevap şeklinde özetlemek istedim.

plant in hands give to the world

Organik tarım nedir?

 

Doğa ile uyumlu,kaynakları doğru kullanan,sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen,hayvan refahını gözeten yeni tarımsal yaklaşımdır. Kimyasal gübre ve pestisit gibi yapay dış girdileri kullanmaksızın, sürdürülebilir verimliliğe dayalı, çevreye ve insan sağlığına zarar vermeden, toprak verimliliğini ve gıda güvenliğini esas alan üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve kayıtlı olan sertifikalı bir üretim şeklidir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yetkilendirdiği kontrol ve sertifikasyon kuruluşlarınca (KSK) denetleniyor. Sertifikaların geçerlilik süresi 12 ay. Sertifikanın geçerliliğini bitmeden belgenin yenilenmesi amacıyla, daha önce yapılan işlemlerin tekrarlanması gerekiyor. 1970’li yıllarda başlayan organik tarımdaki gelişmelere uygun olarak, Avrupa ülkeleri Türkiye’den ekolojik ürün talep etmeye başladı. 2011 yılı verilerine göre, Türkiye’de 42 bin 460 çiftçi, 442 bin 581 hektarda organik tarım yapıyor. Bu da Türkiye’deki tarım alanlarının yaklaşık yüzde 1.81’ini oluşturuyor.

 

“Doğadan Topladım” denenler de organik mi?

Pazarlarda veya bazen kaldırımlarda şirin nineler veya amcalar görüyoruz, ben topladım getirdim diyorlar. Bu ürünler aslında birçok market sebze-meyvesine göre daha sağlıklı. Ama aslında ormanlarda, doğal ve tarımsal alanlarda doğal olarak yetişen bitkilerin (ya da çiçek, kök gibi kısımlarının) toplanması, doğadan toplama olarak adlandırılıyor.  Bu ürünlerin organik olarak sertifikalandırılması için bazı şartların yerine getirilmesi gerekiyor; toplama alanına, toplama işleminden 3 yıl öncesine kadar olan süreçte herhangi bir sentetik kimyasal gübre ve ilaç uygulanmamış olması gibi… Toplama yapabilmek için resmi bir kurumdan toplama izni alınması da gerekiyor. Bu ürünlerin toplandığı alanlarda, son 2 yıl içerisinde yangın yaşanmamış olması, doğal yaşam dengesinin ve türlerin korunması gibi şartlar da aranıyor. Doğadan toplamada da yetiştirmede geçerli olan kontrol, kayıt ve sertifikasyon sistemi uygulanıyor.

%100 Doğal, Naturel, Hormonsuz ürünlerin hepsi organik mi?

 

Pazarlarda, dükkânlarda ya da kırsalda yol kenarlarında sıkça karşılaştığımız doğal ürün, köy ürünü, naturel ürün, hormonsuz, arılı ürün, hakiki ürün, saf ürün, yüzde 100 naturel gibi ifadeler bir ürünün organik olduğu anlamına gelmez… “Bir ürünün doğal ürün olduğundan nasıl emin oluruz?” Bu noktada, uluslararası düzeyde ilke, kriter, standart ve yönetmeliklere gerek duyuluyor. Bu ortak kuralları ve dili oluşturmak da kendi başına yeterli değil. Bu ürünlerin bu sisteme göre yetiştirildiğinin, üretildiğinin kontrol edilmesi, belgelenmesi, etiketlenmesi, ayrıca bu belge ve etiketlerde bir standart ve ortak dil olması gerekiyor. Herhangi bir denetime ve belgeye tabi olmayan doğal ürünlerin gerçek olup olmadığı, tamamen kişisel bilgiye, deneyime ve güvene dayalı. Oysa organik ürünlerde sentetik kimyasal girdilerin kullanılıp kullanılmadığı, üretimden son kullanıcıya ulaşıncaya kadar her aşamada kontrol edilerek belgelendiriliyor, yani sertifikalandırılıyor. Organik ürünler 5262 sayılı Organik Tarım Kanunu ve Organik Tarımın Esasları ve Uygulamasına ilişkin Yönetmelik’e uygun olarak organik tarım esaslarına göre yetiştiriliyor, işleniyor, depolanıyor, ambalajlanıyor, etiketleniyor ve pazarlanıyor.

Organik tarım alanlarının sanayiden ve otoyoldan ne kadar uzak olması gerekiyor?

 

Otoyola yakınlık, yan komşuların yoğun girdili üretim yapıyor olması ve izolasyon mesafelerinin olmaması, araziye yakın bir fabrika bulunması, sulama suyunun kirli olması, kullanılan malzemelerin konvansiyonel tarım alanlarında da kullanılıyor olması gibi durumlar, üretimin organik tarıma uygun olmadığı yönünde şüphe uyandırabiliyor… Organik bitkisel üretimde komşu arazide yapılan üretim önemli. Komşu araziden gelebilecek kimyasal girdilere karşı izolasyon önlemlerinin alınması gerekiyor. Doğal izolasyonun olmadığı durumlarda üreticinin bulaşmayı engelleyecek tedbirler alması gerekiyor. Arazi çevresine çit bitkileri dikilebilir, perde çekilebilir, saman balyalarıyla ya da ham bezle arazi çevrilebilir, bambudan setler yapılabilir… Meyve yetiştiriciliğinde ikişer ya da üçer sıra bırakılarak izolasyon mesafeleri oluşturulabilir.

Organik ürünler neden pahalı?

Maalesef çoğunlukla pazarlama amaçlı olarak fiyatlar şişiriliyor. Ama şurası da bir gerçek, organik olmayan bir tarımda maliyetleri çok düşürebiliyorsunuz. Ayrıca kimyasal ilaçlama hastalık veya zararlı böceklere karşı hasadı çok iyi koruyor. Oysa organik çiftliklerde her ne kadar doğal koruma yöntemleri de olsa zaman zaman hasat kaybı yaşanabiliyor. Organik tarım yoğun emek istiyor. Yabani ot ilaçları yerine bu otları çapalamak, toplamak için daha sık ve fazla işçiye gerek var. Ot ilaçları yerine işgücüne başvuruluyor.  Ayrıca, kontrol, sertifikasyon ve analiz bedelleri maliyeti etkiliyor.

 

5 1 vote
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
0

TOP

0
Would love your thoughts, please comment.x
X